Gergerlioğlu, verdiği somut cezaevi örnekleriyle damga vurdu!
Gündem
12.07.2024 - 16:54, Güncelleme:
12.07.2024 - 16:54
Gergerlioğlu, verdiği somut cezaevi örnekleriyle damga vurdu!
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 9. Yargı paketinin komisyon toplantısında konuştu. Toplumun 9. Yargı paketinden beklediğini...
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 9. Yargı paketinin komisyon toplantısında konuştu. Toplumun 9. Yargı paketinden beklediğini bulamadığını ifade eden Gergerlioğlu, mevcut adalet anlayışıyla yargı paketlerinin toplumun sorunlarına çözüm olmayacağını söyledi.
Muhalifinizin malına çökmeyi kolaylaştırabilirsiniz ama yarın öbür gün iktidar değişirse, sizin de malınızı çökerler
Yargı paketlerinde beklenilen taleplerin olmadığını vurgulayan Gergerlioğlu, “Altıncı, yedinci, sekizinci; yargı paketlerini burada konuşup duruyoruz ama aranılan hak, hukuk, adalet yok. Biz Anayasa'ya aykırı işler yapıldığını düşünüyoruz; çok açık, net. Bakın, sekizinci yargı paketinde burada konuştuk, şu mala çökme yasa maddesini orada direndik ve kabul ettirmedik. Şimdi, dokuzuncu yargı paketine Anayasa'ya aykırı, mülkiyet hakkını gasbeden mala çökme maddesi getirildi; olacak bir şey değil. Muhalifinizin malına çökmeyi kolaylaştırabilirsiniz ama yarın öbür gün iktidar değişir, sizin de malınızı çökerler. Yarın öbür gün bu da olur. Bir sürü şirketin malına çöküldü, haksız hukuksuz uygulamalar yapıldı; AİHM'den bunlar dönecek çünkü çok alelacele, telaşla Anayasa'ya aykırı çok işler yapıldı. Anayasa madde 90 var ve bu işlerin sonu çok ağır tazminatlarla Türkiye'de tüm vatandaşlara ödetilecek. Bunu ben söylüyorum, tarihe bir not düşüyorum ve yarın öbür gün bunun ortaya çıkacağı da açıktır.” ifadelerini kullandı.
A'dan z'ye Anayasaya aykırı
Kadınlarla ilgili soyadı değişikliği meselesine değinen Gergerlioğlu, “Anayasa Mahkemesinin tüm kararlarına karşı alerji içeren bir tavrı var iktidarın. Dokuzuncu yargı paketi niye gecikti? İşte, bu nedenlerden, Anayasa Mahkemesinin tüm kararlarına karşı bir kontratak geliştirerek yeni bir yasa maddesi çıkarmaya çalışan bir iktidar var. Yani Anayasa Mahkemesiyle cebelleşiyor, çatışıyor, ortağı onu kapattırmaya çalışıyor. Niye dokuzuncu yargı paketi meselesi aylardır uzadı? Bunu bilmiyor muyuz? Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yasalara karşı neler yapabiliriz diye düşündüğünüz için dokuzuncu yargı paketi aylardır gecikti. Bu paketi AK PARTİ vekillerinin hiç görmediğini, Adalet Bakanlığında ve karşılıklı sarayda görüşmelerle hazırlandığını bilmiyor muyuz? Bütün bu görüşmeler aylarca sürdü. Anayasa Mahkemesinin yeni iptal kararlarına karşı ne yapabiliriz, yeni yasalar nasıl getirebiliriz diye Anayasa'yı çiğneyerek önümüze getirmediniz mi? Vallahi billahi hiçbir AK PARTİ'li vekilin bütün bu yasa hazırlığı içinde olmadığı apaçık ortadadır. Bir teki bile söyleyemez "Ben bütün bunların içindeydim." diyemez. Şimdi, Adalet Bakanlığı zaten açıkça söylüyor, hani bu bir iftira falan da değil, Sayın Bakan defalarca "Biz yasayı hazırlıyoruz." dedi, demek ki yasayı milletvekilleri hazırlamamış, zaten baştan Anayasa'ya aykırı işler yapılmış. A'dan z'ye aykırı. Adalet Bakanlığı Anayasa'yla, adaletle, hakla, hukukla ilgili bir şey yapacaksa kapısının önünde bekleyen annelere baksın. Adalet Bakanlığının önüne gittiniz mi Sayın Başkan, sayın üyeler? Orada 2 anne bekliyor; anne ya, anne, kutsaldır, anne benim için kutsaldır, sanırım hepiniz için de kutsaldır annelik vasfı yönüyle. Aylardır Emine Şenyaşar anne bekliyor Adalet Bakanlığı kapısı önünde, eşi ve 2 çocuğu katledilmiş, bir çocuğu da boş yere zindanlarda yatıyor yıllardır aradığı adalete ulaşamıyor, Adalet Bakanlığının önünde feryat ediyor.” şeklinde konuştu.
Kul hakkı yiyorsunuz, vebali büyüktür!
Kursiyer teğmen annesi Sevinç Çakır’ında Adalet Bakanlığı önünde beklediğini söyleyen Gergerlioğlu, “Yedi sekiz yıl oldu, hiç haberinin olmadığı bir darbeden sorumlu tutularak müebbet hapse mahkûm edilen başarılı bir öğrenciydi ve hayatı karartıldı, zindana çevrildi. Adalet Bakanlığı Anayasa'yı çiğneyeceğine kapısının önündeki bu mazlum annelere baksın, onlara baktığı yok, kalkmış, Anayasa'ya aykırı yasalar çıkarıyor, sarayla böyle bir paslaşma içinde. Bunun vebali var, bu dünya da bu işten kurtulabilirsiniz ama eğer öte dünyaya inanıyorsanız, "kul hakkı" denilen bir şey var yani insanların mallarına çökecek bir yasa teklifine nasıl imza atabilirsiniz? "Kul hakkı" denilen bir şey, inanılmaz ağır hak ihlallerine imza attınız ve dahasını da istiyorsunuz. Hiç mi Allah'tan korkmuyoruz? Hiç mi vicdanımızdan rahatsız olmuyoruz? Korkunç bir şey getiriyorsunuz Anayasa'yı çiğneyerek.” dedi.
Resmi evrakların kaybedildiği yerde adalet olur mu?
Sinan Ateş davasının büyük bir skandalla devam ettiğini aktaran Gergerlioğlu, “Ortağınızı korumak için yapmadığınız cambazlık yok. Tetikçiyi kaçıran Tolgahan Demirbaş'ın MHP eski Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde yakalandığına dair resmî polis evrakı yok edildi, kaybedildi yerine sahte bir evrak çıkarıldı; devlet resmî evrakını kaybeder mi? İçişleri Bakanlığında bu iş döndü. Şimdi, Olcay Kılavuz'un evinde yakalayan komiser suç duyurusunda bulundu "Ben burada yakaladım, resmî evraka da kaydettik." Resmî evrakı çiğneyen, Anayasa'yı çiğneyen bir iktidar karşımıza yargı paketi getirmiş. Burada adalet olabilir mi? Tolgahan Demirbaş'ın tetikçiyi kaçırdığı görüntüler ortada apaçık, sanık diyor ki: "Yok, kamera inanmayın, benim sözüme inanın." Türkiye'de işte, "adalet" denilen husus buralara geldi yani ortağınızı korumak için yapmadığınız iş yok; iddianame bir buçuk yıl sonra çıktı, bu iddianamenin bomboş olduğu, bir sürü sanığı koruduğu apaçık ortada. Ülkü Ocakları yöneticisinin arabasının kamera kayıtlarına girdiği, çıktığı, her şey kamera kayıtlarında ortada. Adam şüpheli bile değil, iddianame... Şimdi, böyle bir yerde yargısal bir adalet sağlanabilir mi, yargı paketi olabilir mi?” ifadelerini kullandı.
Türkiye 2’ncisini mülakatta elemişler
Yargı görevlileriyle ilgilide konuşan Gergerlioğlu, “Aranızda eski hâkimler vardır, hukukçusunuz, yüzde 90'ınız... Bir hukukçu avukat hâkimlik sınavına giriyor, 93 puanla Türkiye 2'ncisi olmuş çok zeki, başarılı bir insan, Gökhan Kuşçuoğlu; mülakata giriyor daha sonra, üçüncü dakikada "Sen elendin, çıkabilirsin." deniliyor. Gökhan Bey diyor ki: "Bu komisyondakilere Allah'tan bir vahiy mi indi acaba? Allah vergisi bir yetenekleri mi var? Bir girdim, birinci dakika, ikinci dakika, 'Gökhan Bey, dışarı çıkabilirsiniz, tamamdır. Hadi güle güle.'" yargı bu hâlde yani... Adalet dağıtacak hâkime yapılan muamele bu, Türkiye 2'ncisi bu insan ya. Şimdi böyle bir işin yapıldığı bir yerde dokuzuncu yargı paketinden hangi adalet beklenir? Tabii ki Anayasa çiğneniyor burada.” dedi.
Cezaevleri yol gecen hanına dönmüş
Cezaevlerinin delik deşik edildiği, yolgeçen hanına çevrildiğini söyleyen Gergerlioğlu, “Elâzığ 1 No.lu Yüksek Güvenlikli Cezaevine gittim; cezaevleri bir skandal hâlinde, Adalet Bakanlığı adalet dağıtacakmış. Hepiniz benden öğrenin arkadaşlar, tüm ayrıntıyı anlatayım. Elâzığ Açık Cezaevinde bu ağustosun başlarında bu olay niye oldu? Ne derler? "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir." Adam açık cezaevine geliyor, telleri kesiyor, içeriye elini kolunu sallayarak giriyor "B5 koğuşu neresi kardeşim?" diyor; bu kişinin ismi Musa Orhan. Elinde silah, giriyor "B5 koğuşu neresi? Burası mı? Murat Bulut sen misin?" diyor; tak, tak ateş ediyor, adam kanlar içinde yere seriliyor, herkes seyrediyor. Burası bir cezaevi. Ondan sonra çıkıyor, elini kolunu sallayarak kaçıp gidiyor, ondan sonra biz işin esasına geliyoruz. Bakın, bir yıl önce bugünler Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bir skandal olay oldu. Bu olayda Adalet Bakanının istifa etmesi lazımdı. Ne oldu biliyor musunuz? Kimse bir şey demedi. Soru önergeleriyle sordum, cevap verilmedi. Bir tane mahkûm gardiyanın elini büküyor falan yada bir anlaşma mı var? Bilmiyoruz. Bir mahkûmla beraber diğer koğuşlara giriyor, elinde kesici bir alet, 4 tane mahkûmu şişliyor, esir alıyor, sabaha kadar, saatlerce ölsünler diye bekliyor -vahşet görüntüsü, kanlar içinde insanlar- bekliyor sabaha kadar, gece üçte bu işe başlıyor, sabah yedi, yedi buçukta zor bela teslim oluyor. Biz bu işi soruşturduk, ben Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevine gittim, oradaki mahpuslarla görüştüm, bana mahpuslar ne dedi biliyor musunuz? "Zaten bizim üç yıl önceden buraya dilekçelerimiz var, burada güvenlik açığı var, her an bize saldırılabilir." Bunu dilekçeyle defalarca Adalet Bakanlığına iletmişler, cezaevi bu işi örtbas etmiş, Bakanlık doğru dürüst cevap vermemiş ve sonunda bu saldırı gerçekleşmiş. Adalet Bakanlığının hâli bu yani yarın öbür gün birisi illa ölecek, daha büyük katliam olacak, o zaman belki akılları başlarına gelecek. Adalet Bakanı beni iyi tanır, ben a'dan z'ye tüm sistemi çok yakından takip ediyorum. Böyle bir yerde siz yargı dağıtacağınızı sanıyorsunuz, olacak iş mi arkadaşlar?” şeklinde konuştu.
Cezaevlerinde skandal olaylar oluyor
Binlerce insanın aylardır yargı paketini beklediğini söyleyen Gergerlioğlu, "Sekizinci yargı paketinde olmadı, efendim, dörtte dörtlere bir çıkar yol var mı? Bir indirim gelecek mi?" diye bekleyen binlerce insan var. "31 Temmuz yasası bize niye uygulanmıyor?" diye bekleyen bir sürü insan var ve bunlar büyük hayal kırıklığına uğradı. Cezaevleri ağzına kadar dolu. Daha bu haftanın başında Gebze Kadın Cezaevindeydim. Bakın, kadın olmaları hasebiyle... Size skandal şeyler söyleyeceğim. Ya, kadın hapishanesinde ne olur? Tahmin edersiniz, en başta sağlık sorunu olur. Bakın, kulaklarınıza inanamayacaksınız; kadın mahpus iki yıldır revire gidip hormonel bozukluk, adet düzensizliği nedeniyle "Beni kadın doğum polikliniğe sevk et." diyor, sevk edilmiyor. "Al şu ilacı kardeşim, tamam, git." İki yıl sonunda zor bela sevk edilmiş. Bir başka kadın mahpus "Hormon tahlilim yapıldı, sonuç çıkması lazım, günlerce, on günlerce sonuç açıklanmadı, sonra acil kanamayla hastaneye son anda yetiştirildim, tabii ben öyle, çok affedersiniz, kanamalı hâldeyken erkek asker beni ameliyathaneye sokuyordu, yerin dibine geçtim, beni bu hâle düşürdüler." diyor. Şimdi, böyle bir yerde siz infazla ilgili zerre düzenleme yapmayan bir yargı paketi getiriyorsunuz. Bu insanlara denetimli serbestlik verilmiyor; aylarca, yıllarca verilmiyor; şartlı tahliyesi verilmiyor, "Sen hak ederek sonuna kadar içeride yatacaksın." diyor. Soruyoruz diyor ki: “Ben iyi hâlli olmak için her şartı yerine getirdim, bağımsız koğuşa ayrıldım, denilen her şeyi yaptım. İyi hâl puanım 60 civarında." Sayın Vekilim, 45'in üstü olması lazım ama gözlem kurulu diyor ki: "Biz senin samimi olmadığına inanıyoruz.” Yani, gözlem kurullarının mahpusların kalbini okuduğu, böyle keramet gösterdiği bir yerde biz diyoruz ki hani "Yargı paketiyle anayasa uygulanacaktı." Öyle bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Ülkenin temel sorunlarını çözecek hiç bir şey yok
KHK zulmüne karşı bir şey yapılmadığını aktaran Gergerlioğlu, “Beraat de ettiği hâlde iade edilmeyen yüz binlerce insan var. Adil olmayan yargılamalarla, legal kriterler illegal kabul edilerek zulmediliyor. Bunlar için bir şey var mı? Yok! Terörle Mücadele Kanunu'nda en ufak ifade özgürlüğü hâkimler tarafından çok yanlış yorumlanarak hemen anında insanlar terörist ilan ediliyor ki en baştaki mağdurlarından birisi benim biliyorsunuz. Vekilken cezaevine girdim, çıktım yani başka vekillerinin de şu anda başına geliyor. Can Atalay'ın başında da aynı şey var. Bununla ilgili, vekili koruyan yani milleti koruyan bir şey getiriyor musunuz? Hayır, yok. Bütün bunların olmadığı bir yerde hangi yargı paketini konuşacağız? Ya, gerçekten elinizi vicdanınıza koyun. Yüz binlerce mahpus, milyonlarca mahpus yakını şu Komisyonun gününü bekliyordu bakın, o kadar önemli bir iş yapıyoruz. Cezalarda bir indirim, adalet yerine aksine bir bindirim getiriyorsunuz, kadınlara zulmeden soyadı yasa değişikliği, artı mala çökmeyi getiren yasa teklifleri getiriyorsunuz ve Anayasa'yı çiğniyorsunuz. Tüm bunlardan dolayı Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyorum bu yargı paketinin ve o yüzden görüşülmemesi gerektiğini söylüyorum.” şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği konularda meclis inisiyatif alması gerekiyor
Üç, dört yıldır Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının beklediği yasa teklifleri olduğunu aktaran Gergerlioğlu, “Bunlarla ilgili ben bir yasa teklifi verdim... Meclis Başkanlığı Anayasa'yı çiğneyemez, Anayasa'yı koruması gerekiyor; Anayasa Mahkemesi kendisine diyor ki: "Şu yasayı iptal ettik, Meclis Başkanlığına gönderiyoruz, Mecliste bu konuda bir yasa çıksın." Meclis Başkanının kılı kıpırdamadı. Önceki Başkanı da uyardım, Sayın Numan Kurtulmuş'u da uyardım. Üç dört senedir bekleyen, iptal edilmiş yasalar var. Bir yasa teklifi verdim ve bu Adalet Komisyonunu ilgilendiriyor. Meclis Başkanlığına sorduğumuz zaman "O zaman milletvekilleri harekete geçsin, yeni yasa teklifi sunsun." diyor. Kendi başına harekete geçen kaç tane milletvekili oluyor Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra çünkü bunlar önemli kararlar. Meclis Başkanlığının bu konuda inisiyatif alması gerekiyor. Benim yasa teklifim şu: Meclis Başkanlığı ilgili komisyona yasayı doksan gün içinde çıkarma şeklinde bir görev göndermelidir. Yasa değişikliği sadece milletvekilinin yasa teklifi vermesini değil, komisyonların da yasa teklifinde bulunulabilmesini içeriyor. Bu, önemli bir husus yani anayasal düzenin yürümesi için bir gayret gösteriyoruz.” dedi.
Aradan üç yıl geçti, hiçbir adım atılmadı!
Anayasa madde 14'le ilgili belirsizlikten dolayı belirsizliğin düzeltilmesi gerektiğini ifade eden Gergerlioğlu, “Konu benimle ilgiliydi "İşlenen suçla ilgili bir belirsizlik vardır Anayasa madde 14'te, bu konuyu düzeltin." dedi. Aradan üç yıl geçmiş; 2 başkana da hatırlattım, bu konuda Mecliste yasa çıkarıp Anayasa madde 14'teki belirsizliği düzeltici hiçbir adım atılmadı. Ardından ben Meclise geri döndüm Anayasa Mahkemesi kararıyla ve sonrasında bu konu düzeltilmediği için, Can Atalay içeride tutulmaya devam edildi. Yargıtayın uyduruk bir kararıyla bu süreç devam ediyor; Anayasa Mahkemesine karşı bir hamle yapıldı. Aslında zamanında bu konu düzeltilseydi mesele kalmazdı.” Şeklinde konuştu.
Başkan belediye meclisinden seçilebilir
Kayyım mantığının devam ettiğini belirten Gergerlioğlu, “Hakkâri Belediyemizdeki olay ortada. Belediye Başkanı seçilmiş diye anında Yargıtayda cezası onanan, Belediye Meclisinin seçeceği bir Başkan yerine, kayyım atayarak hareket eden bir mantık var. Her alanda böyle bir anayasal düzen yerine, kayyım ve KHK düzeni oluşturan bir mantıkla karşı karşıyayız.” dedi.
Halk umduğunu bulamadı
350 bin mahpusun bir infaz indirimi ve genel af beklediğini belirten Gergerlioğlu, Bunların arasında kader mahkumları var. hepsinin aileleri bekliyordu, 4'te 4'ler bekliyordu, disiplin afları bekliyordu ama hiçbir şey yok. 2020 yasası çerçevesinde değiştirilen yönetmeliğin soyut ifadelerle denetimli serbestlik ve şartlı tahliyelerin engellenmesinin bitirilmesi bekleniyordu, bir şey yok. Hasta mahpuslar çok zor durumdaydı, ATK yerine şehir hastanelerinde rapor verilmesi bekleniyordu yargı paketinde, böyle bir şey yok. 5275/25/(ı) maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet mahpusların ağır hastalıkları durumunda tahliye umudu yoktu, bununla ilgili bir gelişme olabilir diye bekliyorlardı, bu da yok. 0-6 yaş arası çocuğu olan anneler için bir yıl daha denetimli serbestlik veriliyor, evet, bu iyi bir şey. Fakat annenin öldüğü ve babanın anne ve babalık yaptığı durumlar için bir yeni durum getirilmesi gerekiyordu, bununla ilgili de bir şey yok, çok zor durumda olan babalar var. Cezaevinde yaşanan ölümlerin, fizyolojik ve psikolojik sıkıntılardan kaynaklı ölümlerin arttığını her geçen gün görüyoruz. AİHM kararlarıyla ilgili; Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Yüksel Yalçınkaya kararlarıyla ilgili yargısal adımların atılması gerekiyordu, adalete, hukuka dönülmesi gerekiyordu, bununla ilgili de bir şey yok.” ifadelerini kullandı.
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 9. Yargı paketinin komisyon toplantısında konuştu. Toplumun 9. Yargı paketinden beklediğini...
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 9. Yargı paketinin komisyon toplantısında konuştu. Toplumun 9. Yargı paketinden beklediğini bulamadığını ifade eden Gergerlioğlu, mevcut adalet anlayışıyla yargı paketlerinin toplumun sorunlarına çözüm olmayacağını söyledi.
Muhalifinizin malına çökmeyi kolaylaştırabilirsiniz ama yarın öbür gün iktidar değişirse, sizin de malınızı çökerler
Yargı paketlerinde beklenilen taleplerin olmadığını vurgulayan Gergerlioğlu, “Altıncı, yedinci, sekizinci; yargı paketlerini burada konuşup duruyoruz ama aranılan hak, hukuk, adalet yok. Biz Anayasa'ya aykırı işler yapıldığını düşünüyoruz; çok açık, net. Bakın, sekizinci yargı paketinde burada konuştuk, şu mala çökme yasa maddesini orada direndik ve kabul ettirmedik. Şimdi, dokuzuncu yargı paketine Anayasa'ya aykırı, mülkiyet hakkını gasbeden mala çökme maddesi getirildi; olacak bir şey değil. Muhalifinizin malına çökmeyi kolaylaştırabilirsiniz ama yarın öbür gün iktidar değişir, sizin de malınızı çökerler. Yarın öbür gün bu da olur. Bir sürü şirketin malına çöküldü, haksız hukuksuz uygulamalar yapıldı; AİHM'den bunlar dönecek çünkü çok alelacele, telaşla Anayasa'ya aykırı çok işler yapıldı. Anayasa madde 90 var ve bu işlerin sonu çok ağır tazminatlarla Türkiye'de tüm vatandaşlara ödetilecek. Bunu ben söylüyorum, tarihe bir not düşüyorum ve yarın öbür gün bunun ortaya çıkacağı da açıktır.” ifadelerini kullandı.
A'dan z'ye Anayasaya aykırı
Kadınlarla ilgili soyadı değişikliği meselesine değinen Gergerlioğlu, “ Anayasa Mahkemesinin tüm kararlarına karşı alerji içeren bir tavrı var iktidarın. Dokuzuncu yargı paketi niye gecikti? İşte, bu nedenlerden, Anayasa Mahkemesinin tüm kararlarına karşı bir kontratak geliştirerek yeni bir yasa maddesi çıkarmaya çalışan bir iktidar var. Yani Anayasa Mahkemesiyle cebelleşiyor, çatışıyor, ortağı onu kapattırmaya çalışıyor. Niye dokuzuncu yargı paketi meselesi aylardır uzadı? Bunu bilmiyor muyuz? Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yasalara karşı neler yapabiliriz diye düşündüğünüz için dokuzuncu yargı paketi aylardır gecikti. Bu paketi AK PARTİ vekillerinin hiç görmediğini, Adalet Bakanlığında ve karşılıklı sarayda görüşmelerle hazırlandığını bilmiyor muyuz? Bütün bu görüşmeler aylarca sürdü. Anayasa Mahkemesinin yeni iptal kararlarına karşı ne yapabiliriz, yeni yasalar nasıl getirebiliriz diye Anayasa'yı çiğneyerek önümüze getirmediniz mi? Vallahi billahi hiçbir AK PARTİ'li vekilin bütün bu yasa hazırlığı içinde olmadığı apaçık ortadadır. Bir teki bile söyleyemez "Ben bütün bunların içindeydim." diyemez. Şimdi, Adalet Bakanlığı zaten açıkça söylüyor, hani bu bir iftira falan da değil, Sayın Bakan defalarca "Biz yasayı hazırlıyoruz." dedi, demek ki yasayı milletvekilleri hazırlamamış, zaten baştan Anayasa'ya aykırı işler yapılmış. A'dan z'ye aykırı. Adalet Bakanlığı Anayasa'yla, adaletle, hakla, hukukla ilgili bir şey yapacaksa kapısının önünde bekleyen annelere baksın. Adalet Bakanlığının önüne gittiniz mi Sayın Başkan, sayın üyeler? Orada 2 anne bekliyor; anne ya, anne, kutsaldır, anne benim için kutsaldır, sanırım hepiniz için de kutsaldır annelik vasfı yönüyle. Aylardır Emine Şenyaşar anne bekliyor Adalet Bakanlığı kapısı önünde, eşi ve 2 çocuğu katledilmiş, bir çocuğu da boş yere zindanlarda yatıyor yıllardır aradığı adalete ulaşamıyor, Adalet Bakanlığının önünde feryat ediyor.” şeklinde konuştu.
Kul hakkı yiyorsunuz, vebali büyüktür!
Kursiyer teğmen annesi Sevinç Çakır’ında Adalet Bakanlığı önünde beklediğini söyleyen Gergerlioğlu, “Yedi sekiz yıl oldu, hiç haberinin olmadığı bir darbeden sorumlu tutularak müebbet hapse mahkûm edilen başarılı bir öğrenciydi ve hayatı karartıldı, zindana çevrildi. Adalet Bakanlığı Anayasa'yı çiğneyeceğine kapısının önündeki bu mazlum annelere baksın, onlara baktığı yok, kalkmış, Anayasa'ya aykırı yasalar çıkarıyor, sarayla böyle bir paslaşma içinde. Bunun vebali var, bu dünya da bu işten kurtulabilirsiniz ama eğer öte dünyaya inanıyorsanız, "kul hakkı" denilen bir şey var yani insanların mallarına çökecek bir yasa teklifine nasıl imza atabilirsiniz? "Kul hakkı" denilen bir şey, inanılmaz ağır hak ihlallerine imza attınız ve dahasını da istiyorsunuz. Hiç mi Allah'tan korkmuyoruz? Hiç mi vicdanımızdan rahatsız olmuyoruz? Korkunç bir şey getiriyorsunuz Anayasa'yı çiğneyerek.” dedi.
Resmi evrakların kaybedildiği yerde adalet olur mu?
Sinan Ateş davasının büyük bir skandalla devam ettiğini aktaran Gergerlioğlu, “Ortağınızı korumak için yapmadığınız cambazlık yok. Tetikçiyi kaçıran Tolgahan Demirbaş'ın MHP eski Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde yakalandığına dair resmî polis evrakı yok edildi, kaybedildi yerine sahte bir evrak çıkarıldı; devlet resmî evrakını kaybeder mi? İçişleri Bakanlığında bu iş döndü. Şimdi, Olcay Kılavuz'un evinde yakalayan komiser suç duyurusunda bulundu "Ben burada yakaladım, resmî evraka da kaydettik." Resmî evrakı çiğneyen, Anayasa'yı çiğneyen bir iktidar karşımıza yargı paketi getirmiş. Burada adalet olabilir mi? Tolgahan Demirbaş'ın tetikçiyi kaçırdığı görüntüler ortada apaçık, sanık diyor ki: "Yok, kamera inanmayın, benim sözüme inanın." Türkiye'de işte, "adalet" denilen husus buralara geldi yani ortağınızı korumak için yapmadığınız iş yok; iddianame bir buçuk yıl sonra çıktı, bu iddianamenin bomboş olduğu, bir sürü sanığı koruduğu apaçık ortada. Ülkü Ocakları yöneticisinin arabasının kamera kayıtlarına girdiği, çıktığı, her şey kamera kayıtlarında ortada. Adam şüpheli bile değil, iddianame... Şimdi, böyle bir yerde yargısal bir adalet sağlanabilir mi, yargı paketi olabilir mi?” ifadelerini kullandı.
Türkiye 2’ncisini mülakatta elemişler
Yargı görevlileriyle ilgilide konuşan Gergerlioğlu, “Aranızda eski hâkimler vardır, hukukçusunuz, yüzde 90'ınız... Bir hukukçu avukat hâkimlik sınavına giriyor, 93 puanla Türkiye 2'ncisi olmuş çok zeki, başarılı bir insan, Gökhan Kuşçuoğlu; mülakata giriyor daha sonra, üçüncü dakikada "Sen elendin, çıkabilirsin." deniliyor. Gökhan Bey diyor ki: "Bu komisyondakilere Allah'tan bir vahiy mi indi acaba? Allah vergisi bir yetenekleri mi var? Bir girdim, birinci dakika, ikinci dakika, 'Gökhan Bey, dışarı çıkabilirsiniz, tamamdır. Hadi güle güle.'" yargı bu hâlde yani... Adalet dağıtacak hâkime yapılan muamele bu, Türkiye 2'ncisi bu insan ya. Şimdi böyle bir işin yapıldığı bir yerde dokuzuncu yargı paketinden hangi adalet beklenir? Tabii ki Anayasa çiğneniyor burada.” dedi.
Cezaevleri yol gecen hanına dönmüş
Cezaevlerinin delik deşik edildiği, yolgeçen hanına çevrildiğini söyleyen Gergerlioğlu, “Elâzığ 1 No.lu Yüksek Güvenlikli Cezaevine gittim; cezaevleri bir skandal hâlinde, Adalet Bakanlığı adalet dağıtacakmış. Hepiniz benden öğrenin arkadaşlar, tüm ayrıntıyı anlatayım. Elâzığ Açık Cezaevinde bu ağustosun başlarında bu olay niye oldu? Ne derler? "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir." Adam açık cezaevine geliyor, telleri kesiyor, içeriye elini kolunu sallayarak giriyor "B5 koğuşu neresi kardeşim?" diyor; bu kişinin ismi Musa Orhan. Elinde silah, giriyor "B5 koğuşu neresi? Burası mı? Murat Bulut sen misin?" diyor; tak, tak ateş ediyor, adam kanlar içinde yere seriliyor, herkes seyrediyor. Burası bir cezaevi. Ondan sonra çıkıyor, elini kolunu sallayarak kaçıp gidiyor, ondan sonra biz işin esasına geliyoruz. Bakın, bir yıl önce bugünler Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bir skandal olay oldu. Bu olayda Adalet Bakanının istifa etmesi lazımdı. Ne oldu biliyor musunuz? Kimse bir şey demedi. Soru önergeleriyle sordum, cevap verilmedi. Bir tane mahkûm gardiyanın elini büküyor falan yada bir anlaşma mı var? Bilmiyoruz. Bir mahkûmla beraber diğer koğuşlara giriyor, elinde kesici bir alet, 4 tane mahkûmu şişliyor, esir alıyor, sabaha kadar, saatlerce ölsünler diye bekliyor -vahşet görüntüsü, kanlar içinde insanlar- bekliyor sabaha kadar, gece üçte bu işe başlıyor, sabah yedi, yedi buçukta zor bela teslim oluyor. Biz bu işi soruşturduk, ben Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevine gittim, oradaki mahpuslarla görüştüm, bana mahpuslar ne dedi biliyor musunuz? "Zaten bizim üç yıl önceden buraya dilekçelerimiz var, burada güvenlik açığı var, her an bize saldırılabilir." Bunu dilekçeyle defalarca Adalet Bakanlığına iletmişler, cezaevi bu işi örtbas etmiş, Bakanlık doğru dürüst cevap vermemiş ve sonunda bu saldırı gerçekleşmiş. Adalet Bakanlığının hâli bu yani yarın öbür gün birisi illa ölecek, daha büyük katliam olacak, o zaman belki akılları başlarına gelecek. Adalet Bakanı beni iyi tanır, ben a'dan z'ye tüm sistemi çok yakından takip ediyorum. Böyle bir yerde siz yargı dağıtacağınızı sanıyorsunuz, olacak iş mi arkadaşlar?” şeklinde konuştu.
Cezaevlerinde skandal olaylar oluyor
Binlerce insanın aylardır yargı paketini beklediğini söyleyen Gergerlioğlu, "Sekizinci yargı paketinde olmadı, efendim, dörtte dörtlere bir çıkar yol var mı? Bir indirim gelecek mi?" diye bekleyen binlerce insan var. "31 Temmuz yasası bize niye uygulanmıyor?" diye bekleyen bir sürü insan var ve bunlar büyük hayal kırıklığına uğradı. Cezaevleri ağzına kadar dolu. Daha bu haftanın başında Gebze Kadın Cezaevindeydim. Bakın, kadın olmaları hasebiyle... Size skandal şeyler söyleyeceğim. Ya, kadın hapishanesinde ne olur? Tahmin edersiniz, en başta sağlık sorunu olur. Bakın, kulaklarınıza inanamayacaksınız; kadın mahpus iki yıldır revire gidip hormonel bozukluk, adet düzensizliği nedeniyle "Beni kadın doğum polikliniğe sevk et." diyor, sevk edilmiyor. "Al şu ilacı kardeşim, tamam, git." İki yıl sonunda zor bela sevk edilmiş. Bir başka kadın mahpus "Hormon tahlilim yapıldı, sonuç çıkması lazım, günlerce, on günlerce sonuç açıklanmadı, sonra acil kanamayla hastaneye son anda yetiştirildim, tabii ben öyle, çok affedersiniz, kanamalı hâldeyken erkek asker beni ameliyathaneye sokuyordu, yerin dibine geçtim, beni bu hâle düşürdüler." diyor. Şimdi, böyle bir yerde siz infazla ilgili zerre düzenleme yapmayan bir yargı paketi getiriyorsunuz. Bu insanlara denetimli serbestlik verilmiyor; aylarca, yıllarca verilmiyor; şartlı tahliyesi verilmiyor, "Sen hak ederek sonuna kadar içeride yatacaksın." diyor. Soruyoruz diyor ki: “Ben iyi hâlli olmak için her şartı yerine getirdim, bağımsız koğuşa ayrıldım, denilen her şeyi yaptım. İyi hâl puanım 60 civarında." Sayın Vekilim, 45'in üstü olması lazım ama gözlem kurulu diyor ki: "Biz senin samimi olmadığına inanıyoruz.” Yani, gözlem kurullarının mahpusların kalbini okuduğu, böyle keramet gösterdiği bir yerde biz diyoruz ki hani "Yargı paketiyle anayasa uygulanacaktı." Öyle bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Ülkenin temel sorunlarını çözecek hiç bir şey yok
KHK zulmüne karşı bir şey yapılmadığını aktaran Gergerlioğlu, “Beraat de ettiği hâlde iade edilmeyen yüz binlerce insan var. Adil olmayan yargılamalarla, legal kriterler illegal kabul edilerek zulmediliyor. Bunlar için bir şey var mı? Yok! Terörle Mücadele Kanunu'nda en ufak ifade özgürlüğü hâkimler tarafından çok yanlış yorumlanarak hemen anında insanlar terörist ilan ediliyor ki en baştaki mağdurlarından birisi benim biliyorsunuz. Vekilken cezaevine girdim, çıktım yani başka vekillerinin de şu anda başına geliyor. Can Atalay'ın başında da aynı şey var. Bununla ilgili, vekili koruyan yani milleti koruyan bir şey getiriyor musunuz? Hayır, yok. Bütün bunların olmadığı bir yerde hangi yargı paketini konuşacağız? Ya, gerçekten elinizi vicdanınıza koyun. Yüz binlerce mahpus, milyonlarca mahpus yakını şu Komisyonun gününü bekliyordu bakın, o kadar önemli bir iş yapıyoruz. Cezalarda bir indirim, adalet yerine aksine bir bindirim getiriyorsunuz, kadınlara zulmeden soyadı yasa değişikliği, artı mala çökmeyi getiren yasa teklifleri getiriyorsunuz ve Anayasa'yı çiğniyorsunuz. Tüm bunlardan dolayı Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyorum bu yargı paketinin ve o yüzden görüşülmemesi gerektiğini söylüyorum.” şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği konularda meclis inisiyatif alması gerekiyor
Üç, dört yıldır Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının beklediği yasa teklifleri olduğunu aktaran Gergerlioğlu, “Bunlarla ilgili ben bir yasa teklifi verdim... Meclis Başkanlığı Anayasa'yı çiğneyemez, Anayasa'yı koruması gerekiyor; Anayasa Mahkemesi kendisine diyor ki: "Şu yasayı iptal ettik, Meclis Başkanlığına gönderiyoruz, Mecliste bu konuda bir yasa çıksın." Meclis Başkanının kılı kıpırdamadı. Önceki Başkanı da uyardım, Sayın Numan Kurtulmuş'u da uyardım. Üç dört senedir bekleyen, iptal edilmiş yasalar var. Bir yasa teklifi verdim ve bu Adalet Komisyonunu ilgilendiriyor. Meclis Başkanlığına sorduğumuz zaman "O zaman milletvekilleri harekete geçsin, yeni yasa teklifi sunsun." diyor. Kendi başına harekete geçen kaç tane milletvekili oluyor Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra çünkü bunlar önemli kararlar. Meclis Başkanlığının bu konuda inisiyatif alması gerekiyor. Benim yasa teklifim şu: Meclis Başkanlığı ilgili komisyona yasayı doksan gün içinde çıkarma şeklinde bir görev göndermelidir. Yasa değişikliği sadece milletvekilinin yasa teklifi vermesini değil, komisyonların da yasa teklifinde bulunulabilmesini içeriyor. Bu, önemli bir husus yani anayasal düzenin yürümesi için bir gayret gösteriyoruz.” dedi.
Aradan üç yıl geçti, hiçbir adım atılmadı!
Anayasa madde 14'le ilgili belirsizlikten dolayı belirsizliğin düzeltilmesi gerektiğini ifade eden Gergerlioğlu, “Konu benimle ilgiliydi "İşlenen suçla ilgili bir belirsizlik vardır Anayasa madde 14'te, bu konuyu düzeltin." dedi. Aradan üç yıl geçmiş; 2 başkana da hatırlattım, bu konuda Mecliste yasa çıkarıp Anayasa madde 14'teki belirsizliği düzeltici hiçbir adım atılmadı. Ardından ben Meclise geri döndüm Anayasa Mahkemesi kararıyla ve sonrasında bu konu düzeltilmediği için, Can Atalay içeride tutulmaya devam edildi. Yargıtayın uyduruk bir kararıyla bu süreç devam ediyor; Anayasa Mahkemesine karşı bir hamle yapıldı. Aslında zamanında bu konu düzeltilseydi mesele kalmazdı.” Şeklinde konuştu.
Başkan belediye meclisinden seçilebilir
Kayyım mantığının devam ettiğini belirten Gergerlioğlu, “ Hakkâri Belediyemizdeki olay ortada. Belediye Başkanı seçilmiş diye anında Yargıtayda cezası onanan, Belediye Meclisinin seçeceği bir Başkan yerine, kayyım atayarak hareket eden bir mantık var. Her alanda böyle bir anayasal düzen yerine, kayyım ve KHK düzeni oluşturan bir mantıkla karşı karşıyayız.” dedi.
Halk umduğunu bulamadı
350 bin mahpusun bir infaz indirimi ve genel af beklediğini belirten Gergerlioğlu, Bunların arasında kader mahkumları var. hepsinin aileleri bekliyordu, 4'te 4'ler bekliyordu, disiplin afları bekliyordu ama hiçbir şey yok. 2020 yasası çerçevesinde değiştirilen yönetmeliğin soyut ifadelerle denetimli serbestlik ve şartlı tahliyelerin engellenmesinin bitirilmesi bekleniyordu, bir şey yok. Hasta mahpuslar çok zor durumdaydı, ATK yerine şehir hastanelerinde rapor verilmesi bekleniyordu yargı paketinde, böyle bir şey yok. 5275/25/(ı) maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet mahpusların ağır hastalıkları durumunda tahliye umudu yoktu, bununla ilgili bir gelişme olabilir diye bekliyorlardı, bu da yok. 0-6 yaş arası çocuğu olan anneler için bir yıl daha denetimli serbestlik veriliyor, evet, bu iyi bir şey. Fakat annenin öldüğü ve babanın anne ve babalık yaptığı durumlar için bir yeni durum getirilmesi gerekiyordu, bununla ilgili de bir şey yok, çok zor durumda olan babalar var. Cezaevinde yaşanan ölümlerin, fizyolojik ve psikolojik sıkıntılardan kaynaklı ölümlerin arttığını her geçen gün görüyoruz. AİHM kararlarıyla ilgili; Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Yüksel Yalçınkaya kararlarıyla ilgili yargısal adımların atılması gerekiyordu, adalete, hukuka dönülmesi gerekiyordu, bununla ilgili de bir şey yok.” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.